Ara Güler
İstanbul’un Gözü
1950’ler. İstanbul’un eski sokakları. Genç bir adam, deklanşörünün sesinde kaybolan anların peşindeydi.
O genç, Ara Güler’di.
Eski cumbalı evler, balıkçı ağları, kaldırımlarda oynayan çocuklar…
Onun gözünde her biri birer hikayeydi. Işıkla çizilmeyi, tarihe not düşülmeyi bekleyen birer kareydi.
Yıllar sonra, Ara Güler o karelerle bir şehrin hafızasını belgeledi ve “İstanbul’un Gözü” olarak tarihe geçti.
Siyah beyaz portreler, zamanı durduran anlar, Picasso’dan Dali’ye çektiği yüzler…
Onun fotoğrafları, kaybolan bir dünyanın ruhunu yakalayan, tarihin en net ve en sanatsal belgelerini oluşturdu.
Ara Güler yalnızca bir fotoğrafçı değildi.
O, kaybolan anların bir deklanşörle nasıl ölümsüzleşeceğini gösteren bir tarih kayıtçısıydı.
Hammadde ‘an’dı; o, ışığı ve hikâyeyi işledi, görsel bir mirasa dönüştürdü.
Her marka, her girişim ve her proje bir fikirle başlar.
Biz de Fikir Madeni olarak bu toprakların değerlerinden ilham alarak yeni nesil markaların dünyaya yön vermesi için çalışıyoruz. Şimdi Ara Güler gibi bu topraklardan çıkan değerleri doğru bir şekilde işleyip dünyaya açılan birer cevher hâline getirme zamanı.