Mimar Sinan
İhtifalci, Taşa Fısıldayan Denge
1500’lerin başı. Kayseri’nin Ağırnas köyünde bir genç, taşların nasıl yontulduğunu, kemerlerin nasıl ayakta durduğunu izliyordu.
O genç, Sinan’dı.
Eski köprüler, basit tekkeler, dağların heybeti…
Onun zihninde her biri birer denge unsuruydu. Gökyüzüne uzanmayı, taşın sabrını sanata dönüştürmeyi bekleyen birer duaydı.
Yıllar sonra, Sinan o vizyonu gerçeğe dönüştürdü. İmparatorluğun mührünü en görkemli eserlerle taşa kazıdı.
Süleymaniye, Selimiye, ustalıkla hesaplanmış devasa kubbeler…
Onun eserleri, mühendisliğin sınırlarını zorlayan, taşın estetikle buluştuğu ebedi anıtlar olarak bugün hala ayakta duruyor.
Sinan yalnızca bir mimar değildi.
O, dengenin ve estetiğin taşa nasıl işlenebileceğini gösteren bir mühendislik dehasıydı.
Hammadde taştı; o, fikri ve inancı işledi, ebedi bir mirasa dönüştürdü.
Her marka, her girişim ve her proje bir fikirle başlar.
Biz de Fikir Madeni olarak bu toprakların değerlerinden ilham alarak yeni nesil markaların dünyaya yön vermesi için çalışıyoruz. Şimdi Sinan gibi bu topraklardan çıkan değerleri doğru bir şekilde işleyip dünyaya açılan birer cevher hâline getirme zamanı.